İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı Bengiler Mahallesi’nde yaşanan dehşet verici bir olay tüm ülkeyi derinden sarsarken, 30 yaşındaki Kevser C, kucağında 1 yaşındaki oğlu Engin ile sahile geldi. Denize doğru yürüyen anne, bir anda bebeğini suya attı. Bu korkunç olayı gören çevredeki vatandaşlar hemen 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak durumu bildirdi. Olay yerine ulaşan ekipler, bebeği denizden çıkaran vatandaşlardan teslim aldılar ve sağlık ekiplerine götürdüler.
İlk müdahalenin ardından bebeğin hayati tehlikesinin bulunduğu belirlendi ve acilen Seferihisar Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Bu sırada ise polis ekipleri tarafından gözaltına alınan Kevser C, ailevi geçimsizlik ve psikolojik sorunlar yaşadığı için bu korkunç olayı gerçekleştirdiğini itiraf etti.
Olayın duyulmasıyla birlikte hemşehrileri büyük bir şok yaşarken, toplumda da derin bir infial yarattı. İnsanlar, nasıl bir vicdansızlıkla bir annenin kendi bebeğini denize attığını anlamakta güçlük çekiyorlardı. Kevser C’nin psikolojik sorunları olduğu ve bu nedenle böyle bir vahşeti gerçekleştirdiği ortaya çıkınca, insanlar daha da dehşete kapıldılar.
Olayın detayları ortaya çıktıkça toplumda büyük bir tartışma başladı. Kimileri, annenin anlaşılmaz bir şekilde çocuğunu denize attığını kabul edemezken, kimileri de psikolojik sorunlar yaşayan bir insanın ne tür eylemlere yönelebileceğini tartışıyorlardı. Ancak herkes hem bebeğin sağlık durumu hem de annenin psikolojik durumu hakkında endişeliydi.
Kevser C’nin tutuklanmasıyla birlikte olayın mahkemeye taşınacağı ve adaletin en sert şekilde uygulanacağı da belirtiliyordu. Toplumun vicdanını sızlatan bu olayın gereken cezayı alması için herkesin bir araya gelerek adaletin yerini bulmasını sağlaması gerekiyordu.
Yaşanan bu korkunç olay, bir kez daha toplumun gözlerini aile içi şiddet ve psikolojik sorunlar konusuna çevirdi. Bu tür durumların önlenmesi için daha fazla farkındalık yaratılması ve psikolojik destek hizmetlerinin artırılması gerektiği konusunda toplumda genel bir mutabakat vardı. Ancak bu tür trajedilerin tekrarlanmaması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyordu.
Sonuç olarak, İzmir’in Seferihisar ilçesinde yaşanan bu korkunç olay, hem toplumda büyük bir infiale yol açmış hem de aile içi şiddet ve psikolojik sorunlar konusunda daha fazla farkındalık yaratılmasına vesile olmuştur. Bu tür trajedilerin tekrarlanmaması için toplumun birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi ve adaletin en sert şekilde uygulanması gerekmektedir. Bu tarz vahşetlerin yaşanmaması ve masum canların korunması için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekmektedir.
