Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde, annesi tarafından komşusuna bırakıldıktan sonra uğradığı cinsel istismar ve şiddet sonucu 2 yaşındaki Sıla Yeniçeri’nin hayatını kaybetmesine ilişkin davanın 3’üncü duruşması Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sajanst 09.30’da başladı. Sıla bebek davasında karar açıklandı.
Mahkeme anne Bakiye Yeniçeri’yi (30) öldürme suçundan 24 yıl, suç delillerini karartmaktan 3 yıl, suçu bildirmeme suçundan ise 9 ay olmak üzere toplam 27 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Sanıklardan G.K. (15) cinsel istismar suçundan 7 yıl, K.A. (14) cinsel istismar suçundan 7 yıl ve öldürme suçundan 13 yıl 6 ay olmak üzere toplam 20 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Diğer sanıklar Kani. A. (33) ve Sanlı Ö. (58) ise berajanst etti.
Davanın sanıkları arasında yer alan Sıla’nın annesi Bakiye Yeniçeri hakkında “İhmali davranışla kasten öldürme” suçundan 67 yıl, komşu Kani A. için 28 yıl 6 ay, Sanlı Ö. için ise “Suçu bildirmeme” suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası isteniyordu. Suça sürüklenen çocuklardan G.K. için toplam 66 yıl, K.A. için ise 48 yıl ve ayrıca “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyordu.
İddianamede, anne Bakiye Yeniçeri’nin çocuğunun bakım ve korunmasından sorumlu olduğu halde Sıla’yı şiddet ve cinsel istismara uğrayabileceği bir ortamda bırakması, suç delillerini gizleyerek kanlı bezi çöpe atması ve yetkililere bildirimde bulunmaması nedeniyle sorumluluk taşıdığı belirtildi. Kani A.’nın oğlu K.A. ve komşu çocuğu G.K.’nin istismar ve şiddet olaylarına dahil olduğu ifade edildi.
Sanlı Ö. ise, Sıla bebeğin cinsel istismar ve şiddete uğradığını bildiği halde yetkililere bildirmemekle suçlanıyor. Sanlı Ö.’nün, olayla ilgili gerekli sorgulamaları yapmaması nedeniyle sorumluluğunun arttığı vurgulanıyor.
Adli Tıp raporunda, Sıla Yeniçeri’nin ölümünün başına aldığı darbe sonucu gelişen beyin kanaması nedeniyle olduğu belirtiliyor. Ayrıca, Sıla bebeğin anal bölgesinde travma bulgularının bulunduğu ifade ediliyor.
Mahkemenin verdiği kararlar doğrultusunda, adaletin yerine getirilmesi ve suçluların cezalandırılması hedeflenmektedir. Bu tür vahşi ve insanlık dışı olayların tekrarlanmaması için toplumda farkındalık oluşturulması ve gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Yaşanan bu trajik olay, toplumda derin bir üzüntü ve infial yaratmıştır. Benzer durumların yaşanmaması için çocukların korunması ve haklarının savunulması büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde, insanlık onuruna yakışır bir toplum olma hedefine ulaşmak mümkün olmayacaktır.