“Duygusal Boşanma ve Kabullenilmiş Kayıplar” başlıklı makalede, Prof. Dr. Kürşat Şahin Yıldırımer’in bu konudaki görüşlerine yer veriliyor. Duygusal boşanmanın, evlilik devam ederken duygusal bağların kaybolması anlamına geldiği vurgulanıyor. İnsanların bu tür evlilikleri bitirememesinin sosyokültürel ve ekonomik nedenlerle ilişkili olduğu belirtiliyor. Kadınların ekonomik bağımlılık, erkeklerin ise toplumsal baskı nedeniyle evliliklerini sürdürdüğüne dikkat çekiliyor.
Duygusal boşanma yaşayan insanların genellikle mutsuzluk, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlarla karşı karşıya kaldığı ifade ediliyor. Ayrıca, bu tür evliliklerde cinsellik konusunda da sorunlar yaşandığı belirtiliyor. Cinsellik, duygusal yakınlığın olmaması durumunda anlamsızlaştığı ve mekanik bir rutine dönüştüğü vurgulanıyor.
Makalede ayrıca, çocuklar için evliliğin devam ettirilmesi konusunda da eleştirel bir bakış açısı sunuluyor. Çocukların sağlıklı bir aile ortamında büyümesinin önemine vurgu yapılıyor. Ayrıca, duygusal boşanmadan çıkış için iletişimin ve terapinin önemine değiniliyor.
Çiftlerin bireysel ihtiyaçlarını fark etmeleri ve dürüst bir iletişim kurmalarının önemine vurgu yapılıyor. Ayrıca, bazen en sağlıklı çözümün saygılı bir ayrılık olduğu belirtiliyor. Genç neslin, mutsuz ilişkilerde kalmayı normal karşılamadığı ve toplumsal baskıya karşı daha bilinçli olduğu ifade ediliyor.
Sonuç olarak, her evliliğin bir zafer olmadığı ve bazı ilişkilerin derin bir saygıyla sonlandırılması gerektiği vurgulanıyor. İnsanların kendi iç seslerine sadık kalarak ilişkilerinde mutluluğu ve huzuru bulmaları gerektiği belirtiliyor.