Türkiye’de kadınların iş dünyasındaki temsili giderek artsa da, girişimcilik ekosisteminde hâlâ erkeklerin ağırlığı hissediliyor. Küresel ölçekte girişimcilerin üçte biri kadınken, Türkiye’de bu oran %17,5 seviyesinde. Oysa kadınların üretim ve istihdama daha fazla katılması, yalnızca toplumsal eşitlik için değil; ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği için de büyük önem taşıyor.
Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkan Yardımcısı ve İş Dünyasında Kadın Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, kadın girişimcilerin karşılaştığı en yaygın beş sorunu ve bunlara yönelik çözüm yollarını paylaştı.
1. Finansmana Erişim Sorunu
Sorun:
Kadın girişimcilerin en büyük engellerinden biri, sermayeye ulaşmakta yaşadıkları güçlük. Kredi teminat şartları, yatırımcı önyargıları ve iş ağlarına sınırlı katılım; kadınların işlerini büyütmesini ve yeni pazarlara açılmasını engelliyor.
Çözüm:
Kadınlara özel düşük faizli veya faizsiz kredi programlarının oluşturulması, kadın girişimcilere öncelik veren yatırım fonlarının hayata geçirilmesi bu konuda fark yaratabilir. Ticaret odalarının, yeni kurulan kadın işletmelerinden ilk yıllarda aidat almaması da önemli bir teşvik olabilir. Esnaf kefalet kooperatifleri ve ticaret borsaları da kadın girişimcilerin finansal erişimine destek olmalı.
2. Dijital Yetkinlik ve Eğitim Açığı
Sorun:
Dijital dönüşüm çağında teknolojiye adapte olamayan işletmelerin rekabet gücü zayıflıyor. Anadolu’daki birçok kadın girişimci, dijital pazarlama, e-ticaret veya finansal okuryazarlık konularında yeterli donanıma sahip değil.
Çözüm:
STEM alanlarında (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) kadınlara yönelik eğitim programları yaygınlaştırılmalı. Dijital pazarlama, e-ticaret ve finans yönetimi alanlarında uygulamalı eğitimler ve mentörlük desteği verilmesi, kadınların üretimlerini daha geniş pazarlara ulaştırmasını sağlar.
3. Bakım Yükü ve İş-Yaşam Dengesi
Sorun:
Kadınların büyük bölümü hem aile hem iş yükünü birlikte taşıyor. Çocuk, yaşlı veya hasta bakımının çoğunlukla kadınlar tarafından üstlenilmesi, girişimcilik faaliyetlerine zaman ayırmayı güçleştiriyor.
Çözüm:
Yaygın ve uygun maliyetli kreş olanakları, esnek çalışma modelleri ve bakım hizmetlerine yönelik kamu-özel işbirlikleri; kadınların iş hayatında daha aktif ve üretken olmasını sağlar. Bu destekler aynı zamanda istihdamda cinsiyet dengesini de güçlendirir.
4. Ağlara ve Pazarlara Erişim Eksikliği
Sorun:
Kadın girişimcilerin sayısı az olduğu için iş dünyasındaki ağlara katılım oranı da düşük kalıyor. Kadınların sahibi olduğu işletmelerin küresel tedarik zincirlerindeki payı yalnızca %1 civarında.
Çözüm:
Kamu ve özel sektör, tedarik süreçlerinde kadın işletmelerine kota veya teşvik uygulayabilir. Kadın girişimcileri bir araya getiren güçlü networking platformları ve dijital pazar yerleri oluşturularak kadınların görünürlüğü ve pazara erişimi artırılabilir.
5. Önyargılar ve Görünmeyen Engeller
Sorun:
Toplumdaki “kadın işi – erkek işi” algısı, cam tavan sendromu, mobbing ve ücret eşitsizliği; kadınların iş kurma ve büyütme sürecinde karşılaştığı yapısal engellerin başında geliyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre Türkiye, 148 ülke arasında 135’inci sırada bulunuyor.
Çözüm:
İşyerlerinde cinsiyet temelli ayrımcılığa sıfır tolerans politikaları uygulanmalı. Eşit işe eşit ücret anlayışı kurumsal kültüre yerleştirilmeli. Yönetim kademelerinde kadın temsili arttıkça hem adalet duygusu hem de kurumların yenilik kapasitesi güçlenecektir.
Kadınların üretim gücü, Türkiye ekonomisinin geleceğini şekillendirecek en önemli dinamiklerden biri. Finansmandan eğitime, ağ erişiminden toplumsal algıya kadar birçok alanda yapılacak iyileştirmeler, kadın girişimciliğinin önünü açarak ekonomik kalkınmayı kalıcı hale getirebilir.


