Kadın Güçlenmeden Ekonomi Güçlenir mi?

Kadın Güçlenmeden Ekonomi Güçlenir Mi - Yazar Kadın

Kadın ve iktisat alanında yıllardır süren tartışmaların merkezinde bir soru var: Kadınlar güçlenmeden ekonomi gerçekten güçlenebilir mi? 2025’te, dördüncüsü düzenlenen İzmir Kadın ve İktisat Kongresi’nde bu soruya yanıt arandı. Kadınların ekonomik yaşamda eşit bir yer edinebilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması gerektiği vurgulandı. Ancak, bu dönüşüm yalnızca toplumsal düzeyde değil, zihinsel düzeyde de olmalı. Kongre, kadın istihdamının dünya çapındaki sorunlarını gündeme taşırken, aynı zamanda kadınların ekonomi içindeki rolünü güçlendirecek adımların atılması gerektiğini bir kez daha hatırlattı.

Kadın ve İktisat Kongresi’nin Arka Planı

Geçtiğimiz günlerde İzmir’de düzenlenen 4. Kadın ve İktisat Kongresi, “Güçlü Kadınlarla Güçlü Ekonomi” temasıyla gerçekleştirildi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen iş dünyası lideri kadınlar, kadınların iş gücüne katılımının arttırılması, eşitlikçi bir ekonomi inşa edilmesi için çözüm önerileri sundular. Ancak tüm bu öneriler ve çözümler tek bir gerçeği gösteriyor: Kadınlar güçlenmeden, ekonomiyi güçlendirmek mümkün değil.

Kongrede, kadın istihdamının uluslararası ölçekte ve Türkiye’deki durumu tartışıldı. UN Women’ın verilerine göre, kadınlar dünyada erkeklerin kazandığı her 1 dolara karşılık sadece 77 sent kazanıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü, kalkınmakta olan ülkelerde yaşayan kadınların yüzde 75’inin güvencesiz işlerde çalıştığını belirtiyor. Türkiye’de ise kadınların iş gücüne katılım oranı sadece yüzde 36. Bu oran, Türkiye’deki eşitsizliğin ne denli derin olduğunu gösteriyor.

Göz Atın

Kadın İstihdamı: Eşit Katılım Mümkün Mü?

Kadınların iş gücüne katılımı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin en önemli göstergelerinden biri. Ancak, kadınların iş gücüne katılım oranı dünya genelinde ve Türkiye’de ciddi şekilde düşük. OECD’nin 2023 verilerine göre, Türkiye’de kadınların sadece üçte biri iş gücüne katılıyor. Üstelik kadınlar, iş gücüne katılsalar da genellikle düşük ücretli, güvencesiz ve kayıt dışı işlerde çalışıyorlar. Kadınların evdeki ücretsiz bakım faaliyetleri de, ekonomik hayatta etkin bir şekilde yer almalarını engelliyor. Bu durumun üstesinden gelebilmek için toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması şart.

Kongrede, kadın istihdamının artmasının dünya ekonomisine katkı sağlayacağı vurgulandı. Kadınların eşit şartlarda iş gücüne katılmaları durumunda dünya ekonomisine 28 milyon dolarlık bir katkı sağlanacağı belirtiliyor. Ancak, bu hedefe ulaşmak için kadınların iş yaşamında eşit haklara sahip olmalarının yanı sıra, toplumsal cinsiyet rollerinin de gözden geçirilmesi gerekiyor.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği: Zihinlerdeki Değişim

Toplumsal cinsiyet eşitliği, yalnızca kadınların çalışma hayatına katılımını sağlamakla sınırlı kalmamalı. Aynı zamanda kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği besleyen zihinlerdeki değişimle de doğrudan ilişkilidir. Kongrede, bu zihinsel dönüşümün sağlanması gerektiği dile getirildi. Kadınların iş gücüne katılmaları sadece bir talep değil, toplumun her alanında eşit haklar ve fırsatlar sağlanmasının ön koşuludur.

Kadınların ekonomiye katkısı arttıkça, ekonomik refah da artacaktır. Ancak, bunun için iş dünyasında ve toplumda kadınların eşitlikçi bir ortamda yer alması şarttır. Salondaki kadınların başarı hikayeleri, kadınların iş dünyasında kendilerini nasıl geliştirebileceklerini ve toplumsal cinsiyet eşitliğini nasıl sağlayacaklarını gösteriyor. Bu kadınlar, yeni iş alanlarında kadınların daha fazla yer alması için diğer kadınları motive ediyor, eğitiyor ve onlara finansal destek sağlıyorlar.

Yeni İş Alanları ve Kadınların Rolü

Kongrede en çok tartışılan bir diğer konu da yapay zekâ ve teknolojinin iş gücü üzerindeki etkisiydi. 2030 yılına kadar 92 milyon kişinin işsiz kalacağı öngörülüyor. Bu kaybolan işlerin yerini ise yeni iş alanları alacak. Eğitim, teknoloji, bilişim ve yenilenebilir enerji gibi sektörlerde 170 milyon yeni iş fırsatı doğacak. Ancak bu yeni işlerde kadınların payı ne olacak? Kadınların bilişim, teknoloji ve yapay zeka gibi sektörlerde kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bu, ancak toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanarak mümkün olabilir.

Kadınların eğitimde ve iş gücünde eşit fırsatlara sahip olmaları, kadınların kendi potansiyellerini keşfetmeleri açısından kritik öneme sahiptir. Kadınların daha fazla bilim ve teknoloji alanlarına yönelmeleri gerektiği kongrede vurgulandı. Bu sektörlerde daha fazla kadın görmek, sadece kadınları güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda ekonomik kalkınmayı hızlandıracaktır.

Zihniyet Değişikliği: Kadınları Desteklemek İçin Neler Yapılmalı?

Kadınların iş gücüne katılımını artırmak için toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bir zihniyet değişikliği şart. Salondaki kadınların çoğu, “Kadın işi, erkek işi” ayrımını reddediyor, ancak bu dönüşümün çok daha geniş bir kitleye yayılması gerekiyor. Bu, yalnızca kadınların değil, erkeklerin de birlikte yürütmesi gereken bir süreç. Toplumun her kesiminde bu değişimin sağlanması, kadınların iş gücüne katılımının artmasında ve ekonomik refahın yükselmesinde önemli bir adım olacaktır.

Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlandığında, kadınlar evdeki sorumluluklarıyla iş hayatındaki sorumluluklarını daha kolay bir şekilde dengeleyebileceklerdir. Kadınların eğitime, sağlık hizmetlerine ve finansal kaynaklara erişimlerinin artırılması, onların ekonomiye daha fazla katkı sağlamalarını mümkün kılacaktır. Ayrıca, kadınların liderlik rollerine daha fazla yer verilmesi, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasında büyük bir etki yaratacaktır.

Kadınların Güçlenmesi Ekonomiyi Güçlendirir

Kadınların iş gücüne katılımı, sadece kadınların değil, tüm toplumların faydasına olacaktır. Kadınlar güçlenmeden, ekonominin güçlenmesi mümkün değildir. Eğitimde, istihdamda, girişimcilikte, yönetimde daha fazla kadın yer almadıkça, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak zor olacaktır. Kadınların ekonomik yaşamda eşit haklara sahip olmaları için zihinsel bir dönüşüm şart. Bu dönüşüm, hem kadınların hem de toplumun daha güçlü bir geleceğe adım atmasını sağlayacaktır.

İzmir Kadın ve İktisat Kongresi, kadınların ekonomik hayatta daha fazla yer alması için atılması gereken adımları belirlerken, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Kadınların güçlenmesi, sadece onların değil, tüm toplumun kalkınması anlamına geliyor.

Benzer Haberler

Bir Cevap Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Yazar Kadın ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!