Son yıllarda yapılan araştırmalar ve yayımlanan raporlar, kadın ve erkekler arasındaki ücret farkının giderek azaldığını gösteriyor. Ancak, bu farkın düşüşü ne yazık ki her zaman olumlu bir gelişme olarak değerlendirilemiyor. Önemli bir soru, ücretlerin düşük ücretlere mi yoksa yüksek ücretlere mi yakınsamakta olduğudur. İLO ve OECD verileri, cinsiyetler arasındaki ücret eşitsizliğinin azaltılmasına dair olumlu gelişmeleri gösterse de, bu değişimlerin anlamı, hangi ücret seviyesinde gerçekleştiğiyle doğrudan ilişkilidir.
Ücret Farkındaki Azalma: Kadın ve Erkeklerin Kazançları Eşitleniyor Mu?
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Pekin Deklarasyonu’nun 30. yılına dair yayımladığı raporda, kadınlar ve erkekler arasındaki ücret farkının zaman içinde yavaşça azaldığını belirtiyor. OECD’nin verilerine göre, 2018 ile 2023 yılları arasında çoğu ülkede cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği azalma gösterdi. Örneğin, Kore’de bu fark 32.5%’ten 29.3%’e düştü. Aynı şekilde, İspanya, Yunanistan, Macaristan ve İsveç gibi ülkelerde de benzer bir düşüş gözlemlendi. Ancak, bu veriler, ücret farkının hangi seviyede kapanmaya başladığını belirlemek için yeterli olmuyor. Kapanan farkın yüksek ücretlerden mi yoksa düşük ücretlerden mi olduğunu belirlemek, önemli bir soru olarak öne çıkıyor.
Türkiye’de Kadın ve Erkek Arasındaki Ücret Farkı
Türkiye’de de son yıllarda kadın ve erkeklerin aldığı ücretler arasındaki farkın azaldığı görülüyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, 2018’de yüzde 7.7 olan ücret farkı, 2023 yılı itibariyle yüzde 5.7’ye düşmüş durumda. Bu gelişme, Türkiye’nin “eşit işe eşit ücret” mücadelesi açısından olumlu bir gösterge olsa da, ücret farkının hangi seviyede kapandığı konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır.
TÜİK’in 2018 verilerine göre, kadınların ortalama brüt ücreti 3 bin 766 TL iken, erkeklerin ortalama brüt ücreti 4 bin 50 TL’ydi. Ancak 2022 yılı itibariyle, kadınların ortalama brüt ücreti 10 bin 961 TL’ye, erkeklerin ise 11 bin 233 TL’ye yükseldi. Kadınların ve erkeklerin aldıkları ücretlerin toplam ortalama ücrete oranı, 2023’te kadınlar için yüzde 98.1 iken erkekler için yüzde 100.1 olarak kaydedildi. Bu veriler, ücret farkının kısmi olarak kapanmakta olduğunu gösteriyor, ancak bu değişimin hangi ücret diliminde yaşandığı hala belirsiz.
Kadın ve Erkeklerin Esas İş Gelirleri
TÜİK’in esas iş gelirleri verilerine baktığımızda, kadınların ve erkeklerin gelirlerinin artışıyla ilgili bir tablo ortaya çıkıyor. 2018-2023 yılları arasında esas iş gelirlerinde her iki cinsiyetin de gelirleri artmış görünüyor. Ancak enflasyon etkisi göz önünde bulundurulduğunda, gelir artışlarının gerçekte çok daha düşük olduğu ortaya çıkıyor. Kadınların ortalama esas iş gelirleri 2023’te 89 bin 462 TL iken, erkeklerin gelirleri ise 106 bin 1 TL seviyesine çıkıyor. 2024’te ise bu oranlar biraz daha değişse de, gelirin değerinin düşmesi nedeniyle gelir eşitsizliği hala devam ediyor.
Kadın İşçilerin “Eşit Ücret” Talepleri
Son yıllarda Türkiye’deki kadın işçilerin, “eşit işe eşit ücret” talebi giderek daha fazla duyuluyor. Fabrikalarda ve iş yerlerinde kadın işçiler, sadece yaşanılabilir bir ücret değil, aynı zamanda eşit ücret hakkı için de mücadelelerini sürdürüyorlar. Örneğin, Urfa’daki Özak Tekstil’de çalışan kadın işçiler, aynı işi yapmalarına rağmen erkeklerden düşük ücret aldıkları için bu durumu sıkça sorguluyorlar. Bu kadınlar, işin cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit ücretle yapılması gerektiğini savunuyorlar.
Enflasyon ve TÜİK Verileri
TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamları son yıllarda sıkça eleştirilmektedir. 2023 yılı itibariyle, TÜİK’in açıkladığı düşük enflasyon verileri, birçok sendika ve emekçi kesiminin tepkisini çekti. Gerçek enflasyon oranlarının, TÜİK tarafından açıklanan rakamlardan çok daha yüksek olduğu ve bunun, çalışanların yaşam standartlarını olumsuz etkilediği ifade ediliyor.
Kadın ve erkekler arasındaki ücret farkı giderek azalıyor gibi görünse de, bu farkın kapanma şekli hala bir belirsizlik taşıyor. Ücretlerin düşük seviyelere mi yoksa yüksek seviyelere mi yaklaştığı, önemli bir soru işareti oluşturuyor. Türkiye’deki kadın işçilerin eşit işe eşit ücret talebi, bu eşitsizliğin daha da derinleşmeden ortadan kalkması gerektiğini vurguluyor. Ancak, enflasyon ve gelir dağılımındaki eşitsizlikler göz önüne alındığında, ücretlerin gerçek değeri oldukça farklı bir tablo ortaya koyuyor.