Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde yaşanan trajik bir olayda bir kız çocuğu babasının evinde ölü bulundu. 44 yaşındaki A.Y.’nin sosyal medya hesabındaki paylaşımından intajansr girişiminde bulunacağını düşünen yakınları durumu polise ihbar etti. Polis ve sağlık ekipleri hemen olay yerine sevk edildi ve kapı çilingir vasıtasıyla evin içine girdi. Sağlık ekipleri, evde bulunan A.Y.’nin 13 yaşındaki kızı Su Dilem Y’nin hayatını kaybettiğini belirledi. Bilekleri kesilmiş halde bulunan A.Y. ise hemen Çorlu Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
A.Y’nin bir süre önce eşinden ayrıldığı ve sosyal medya hesabında eski eşini suçlayan paylaşımlar yaptığı ortaya çıktı. Hastanedeki tedavisi tamamlanan A.Y, polislerce gözaltına alındı. İfadesinde olay günü kızını okuldan alarak eve getirdiğini anlatan A.Y, kızının sosyal medya hesabında erkek arkadaşıyla paylaşımlarını gördükten sonra sinirlendiğini ifade etti. A.Y, kızıyla tartıştıktan sonra sinirlenerek onu kanepede boğduğunu, daha sonra intajansr etmek amacıyla ilaç içip bileklerini kestiğini itiraf etti.
Bu korkunç olayın ardından toplumda büyük bir infiale yol açtı. A.Y’nin kendi kızını öldürmesi, insanların vicdanlarında derin bir yara açtı. Toplumda kadına ve çocuğa yönelik şiddetin artması endişeleri de beraberinde getirdi. Kızını kaybeden ailenin acısı ise tarifsizdi. Su Dilem Y’nin henüz 13 yaşında olması, onun hayatının bu şekilde son bulması herkesi derinden sarstı.
Olayın detayları ortaya çıktıkça insanlar arasında büyük bir şok ve üzüntü hakim oldu. A.Y’nin kendi kızını nasıl öldürebileceği, nasıl bir vicdanla hareket edebileceği herkesi şaşırttı. Toplumda aile içi şiddetin ne kadar ciddi bir sorun olduğu bir kez daha gün yüzüne çıktı. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için daha etkili önlemler alınması gerektiği konuşulmaya başlandı.
İnsanların sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımların nasıl bir etkiye yol açabileceği de bu olayla bir kez daha ortaya çıktı. A.Y’nin kızının paylaşımlarını gördükten sonra nasıl bir sinir krizi geçirdiği ve bu krizin nasıl bir trajediye yol açtığı herkesi düşündürdü. Sosyal medyanın insanların psikolojik durumları üzerindeki olumsuz etkileri bu olayda bir kez daha açık bir şekilde görüldü.
Bu tür trajik olayların tekrar yaşanmaması için toplumun her kesimine büyük sorumluluklar düşmektedir. Eğitimden sağlık hizmetlerine, sosyal destek sistemlerinden yargıya kadar birçok alanda daha etkili adımlar atılmalıdır. Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi için daha güçlü mekanizmalar oluşturulmalı, bu tür vahim olayların önüne geçilmelidir.
Sonuç olarak, Çorlu’da yaşanan bu acı olay toplumda derin yaralar açmış ve herkesi derinden üzmüştür. Su Dilem Y’nin hayatını kaybetmesi, insanlara aile içi şiddetin ne kadar ciddi bir sorun olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için toplum olarak daha duyarlı olmalı, daha fazla önlem almalı ve kadına yönelik şiddete karşı daha kararlı bir duruş sergilemeliyiz.
