Kadınlar, Türkiye’de sağlık alanında ciddi tıbbi cinsiyet eşitsizliği ile karşı karşıya kalıyor. Üreme sağlığı hizmetlerinin büyük ölçüde doğurganlık odaklı olması, HPV aşısının ücretsiz sunulmaması, kadın sağlık çalışanlarının eşitsiz temsili gibi pek çok sorun, kadınların sağlık hakkını ihlal ediyor. Kadına yönelik ayrımcılık sadece yaşamın diğer alanlarında değil, sağlık hizmetlerine erişimde ve tedavi süreçlerinde de kendini gösteriyor.
Tıbbi Cinsiyet Eşitsizliğinin Boyutları
Tıbbi cinsiyet eşitsizliği, kadınlar ve erkekler arasında eşitsiz muameleye neden olan bir durumdur. Kadınların sağlık hizmetlerinden eşit şekilde yararlanabilmesi, genellikle engellerle karşılaşıyor. Özellikle tıbbi araştırmalarda kadınların dışlanması, tedavi yöntemlerinin ve ilaç dozlarının doğru bir şekilde belirlenmesini zorlaştırıyor. Kadınlar, kalp hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarında genellikle atipik belirtiler gösterdiğinden, erken teşhis ve tedavi konusunda gecikmeler yaşanabiliyor. Ayrıca, ağrı şikayetlerinin sıklıkla ciddiye alınmaması ve psikolojik sebeplere bağlanması, kadınların sağlık hakkını ihlal eden bir diğer durumdur.
Kadınlar, sağlık sektöründe de eşitsizliklerle karşılaşıyor. Kadın sağlık çalışanları, erkek meslektaşlarına kıyasla daha düşük ücretler almakta ve liderlik pozisyonlarına ulaşmakta zorluk yaşamaktadırlar. Tıp eğitimi ve toplumsal önyargılar, kadınların sağlık alanında eşit şekilde temsil edilmelerini engellemektedir.
Üreme Sağlığı ve Kadınların Erişimi
Kadın sağlığı alanındaki tıbbi cinsiyet eşitsizliklerinin en belirgin olduğu alanlardan biri, üreme sağlığı hizmetleridir. Uzmanlar, üreme sağlığı hizmetlerinin genellikle doğurganlık odaklı olduğunu ve kadınların diğer sağlık ihtiyaçlarının göz ardı edildiğini belirtiyor. Özellikle aile planlaması yöntemlerine erişim, devlet hastanelerinde yetersiz kalmakta ve kadınlar, bu hizmetlerden yararlanabilmek için özel kliniklere yönlendirilmek zorunda kalmaktadır.
Kürtaj gibi üreme sağlığına dair kritik hizmetler, birçok kamu hastanesinde yasal olmasına rağmen uygulanmamaktadır. Bu da kadınları, daha yüksek maliyetli ve güvencesiz sağlık hizmetlerine yönlendirmektedir. Ayrıca, evli olmayan kadınlardan eş onayı istenmesi gibi uygulamalar, kadınların sağlık haklarını ciddi şekilde kısıtlamaktadır.
HPV Aşısı ve Toplumsal Sağlık Sorunu
HPV (Human Papillomavirus) aşısı, serviks kanserinin önlenmesinde en etkili yöntemlerden biridir. Ancak Türkiye’de HPV aşısı, yüksek maliyeti nedeniyle geniş kitleler tarafından erişilememektedir. Dünya Sağlık Örgütü, bu aşının yaygınlaştırılmasıyla serviks kanserinin büyük ölçüde önlenebileceğini belirtmektedir, ancak Türkiye’de bu konuda ciddi adımlar atılmamaktadır.
Kadın Sağlık Çalışanlarının Durumu
Kadın sağlık çalışanları, iş ortamlarında ciddi eşitsizliklerle karşılaşmaktadır. Türkiye’de sağlık sektöründe kadınlar, toplam sağlık çalışanlarının yüzde 50’sinin üzerinde bir temsile sahip olmasına rağmen, karar alma mekanizmalarında yeterince yer alamamaktadır. Kadın sağlık çalışanlarının çoğu, idari kadrolarda temsil edilmemekte ve bu durum, sağlık politikalarının şekillendirilmesinde kadınların ihtiyaçlarının göz ardı edilmesine yol açmaktadır.
Ayrıca, sağlık çalışanlarının kullandığı ekipmanlar, genellikle erkek fizyolojisine göre tasarlanmıştır. Bu durum, kadınların işlerini zorlaştırmakta ve fiziksel sağlıklarını tehlikeye atmaktadır.
Menopoz ve Diğer Dönemlerde Yetersiz Destek
Kadın sağlığı, gebelik ve doğurganlık dışında kalan dönemlerde yeterli destek bulamamaktadır. Özellikle menopoz dönemi gibi önemli süreçlerde, kadınlar gerekli sağlık hizmetlerine ulaşamamaktadır. Menopoz poliklinikleri ve yaşlılık dönemi için özel sağlık hizmetleri eksiktir. Bu yetersizlikler, kadınların sağlık ihtiyaçlarının göz ardı edilmesine neden olmaktadır.
Kadın Sağlığına Yönelik Eşitlikçi Politikalar
Türkiye’deki tıbbi cinsiyet eşitsizlikleri, sadece sağlık hizmetleri alanında değil, toplumun genel yapısında da derin bir sorundur. Kadınların sağlık hizmetlerine erişiminde yaşanan engeller, toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanan eşitsizliklerle birleşerek kadınları daha dezavantajlı hale getirmektedir. Kadın sağlığına yönelik daha kapsayıcı, eşitlikçi ve duyarlı politikaların hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Sağlık sisteminin, kadınların farklı sağlık ihtiyaçlarına duyarlı hale gelmesi, halk sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.