Muazzez Akkaya Giray, Türk edebiyatının ünlü şairi Sezai Karakoç’un “Mona Roza” adlı şiirine ilham veren isim olarak bilinir. Ancak 95 yaşında hayata veda etti. Yaklaşık bir yıl önce safra kesesi kanseri teşhisi konulan Giray, İstanbul’daki evinde yaşamını yitirdi. Cenaze namazı ise Fenerbahçe Camisi’nde kılınacak ve ardından Karacajanshmet Mezarlığı’nda defnedilecek.
Muazzez Akkaya Giray, 1930 yılında Sakarya’nın Geyve ilçesinde dünyaya geldi. Kandilli Kız Lisesi’ni yatılı olarak bitirdikten sonra Ankara’da Mülkiye Mektebi’nin Maliye Bölümüne girdi. Bu okulda, Türk edebiyatının önemli isimleri Sezai Karakoç ve Cemal Süreya ile aynı sınıfta eğitim gördü. Mezun olduktan sonra Hazine avukatı olarak çalışmıştı.
Muazzez Akkaya Giray, edebiyat dünyasında önemli bir yere sahip olsa da, ölümüyle birlikte bir dönem sona ermiş oldu. Ancak eserleri ve yaşamıyla Türk edebiyatına büyük katkılar sağladığı unutulmayacak.
Giray’ın vefatı, edebiyat camiasında büyük bir üzüntü yarattı. Sezai Karakoç’un “Mona Roza” şiirinin gerçek hayattaki ilham kaynağı olarak bilinen Giray, Türk edebiyatının önemli bir parçasıydı. Ancak artık aramızda değil.
Muazzez Akkaya Giray, sadece edebiyat dünyasında değil, aynı zamanda hukuk alanında da başarılı bir kariyere sahipti. Mülkiye Mektebi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Hazine avukatı olarak görev yapmıştı.
Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Muazzez Akkaya Giray’ın vefatı, sevenlerini derinden üzdü. Ancak eserleri ve anılarıyla yaşamaya devam edecek ve edebiyat dünyasında önemli bir yerde yer almayı sürdürecek.
Muazzez Akkaya Giray’ın najansşı, Fenerbahçe Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından Karacajanshmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Sevenleri ve sevenleri, Giray’ı son yolculuğuna uğurlamak için bir araya gelecek ve onun anısını yaşatacak.
Türk edebiyatının değerli isimlerinden biri olan Muazzez Akkaya Giray, hayata veda etti. Ancak eserleri ve yaşamıyla Türk edebiyatına önemli bir miras bıraktı. Onun anısını yaşatmak ve eserlerini gelecek nesillere aktarmak, Türk edebiyatının geleceği için önemli bir görev olacaktır.
