Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davalarında önemli bir karara imza attı. Evlilik içinde yaşanan ciddi bir kusurun, eş tarafından affedilmesi veya çiftin birlikte yaşamaya devam etmesi durumunda artık boşanma gerekçesi olarak ileri sürülemeyeceğine hükmetti.
Sünnet Kredisiyle Eğlence İddiası
Bursa 11. Aile Mahkemesi’nde görülen boşanma davasında bir kadın, eşinin oğullarının sünneti için çekilen krediyi, eğlence yerlerinde ve başka kadınlarla harcadığını öne sürerek boşanma talebinde bulundu. Kadın, bu davranışın eşinin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirtti.
Davalı erkek ise, bu olayın ardından eşinin kendisini affettiğini ve bir süre daha birlikte yaşamaya devam ettiklerini savunarak, söz konusu eylemin artık boşanma nedeni olamayacağını iddia etti.
Yerel Mahkeme: Erkek Ağır Kusurlu
Mahkeme, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine ve kadının ekonomik olarak zayıf durumda olduğuna hükmederek boşanmaya karar verdi. Kadına yoksulluk nafakası bağlanırken, tazminat da ödenmesine hükmedildi. Kararın ardından erkek tarafı temyize başvurdu.
Yargıtay: Affedilen Eylem Kusur Sayılamaz, Ama…
Dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, sünnet için çekilen kredinin yanlış şekilde harcanmasının ciddi bir kusur olduğunu kabul etti. Ancak bu davranışın kadın tarafından affedilmiş ya da hoşgörüyle karşılanmış olması nedeniyle boşanma gerekçesi olarak değerlendirilemeyeceğine hükmetti.
Buna rağmen, erkeğin başka sadakat ihlalleri ve evlilik birliğini zedeleyen davranışlarının boşanma için yeterli olduğu sonucuna varıldı. Yerel mahkemenin verdiği tazminat ve nafaka kararları onandı.
Karar Ne Anlama Geliyor?
Bu karar, affedilen ya da birlikte yaşamaya devam edilerek görmezden gelinen evlilik içi kusurların, daha sonra boşanma nedeni olarak öne sürülemeyeceğini gösteriyor. Ancak eşin başka ciddi hataları varsa, bunlar boşanma ve tazminat açısından dikkate alınabiliyor.
