TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşülürken, CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer dikkat çeken bir protestoya imza attı. Dinçer, boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından vahşice öldürülen TBMM personeli Saliha Akkaş’ın fotoğrafını ve hırkasını kürsüye getirerek Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’a seslendi.
“Bu Hırka, Suskunluğunuzun ve Geciken Adaletin Sembolü”
Komisyonda yaptığı konuşmada Akkaş’ın yaşadığı trajediyi hatırlatan Dinçer, hükümeti kadın cinayetlerine karşı sessiz kalmakla suçladı.
“Bugün burada yalnızca bir bütçeyi değil, kadınların yaşam hakkını, çocuklarımızın geleceğini ve toplumsal vicdanı konuşuyoruz,” diyen Dinçer sözlerine şöyle devam etti:
“Bu hırka Saliha Akkaş’a aitti. O, bu Meclis çatısı altında emek veren bir kadındı. 4 Ağustos’ta, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan eşi tarafından 37 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Geriye sadece bu hırka kaldı. Bu hırka, suskun iktidarınızın, geciken adaletinizin ve görmezden gelinen çığlıklarımızın sembolüdür. Saliha’nın iki oğlu şimdi öksüz kaldı.”
“İki Öksüz Çocuğa 35 Bin 500 Lira Reva Görüldü”
Dinçer, Bakan Göktaş’a seslenerek devletin Akkaş’ın geride bıraktığı çocuklara yeterli desteği vermediğini belirtti:
“Sayın Bakan, bana sabah ‘Evlatlarına sahip çıkıyoruz’ dediniz. Saliha’yı yaşatamadınız ama şimdi çocuklarına sahip çıkmakla övünüyorsunuz. Oysa biri lise, diğeri üniversite öğrencisi olan iki evladına sadece 35 bin 500 lira yardım yapılmış. Hukuk fakültesi okuyan oğlu geçen hafta kitap almak için destek istemek zorunda kaldı. Gerçek samimiyet, bu çocuklara burs, kira yardımı, eğitim ve gıda desteği sağlamaktır.”
SALİHA AKKAŞ KİMDİR?
Saliha Akkaş, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapan 37 yaşında bir kamu personeliydi. Çorum asıllı Akkaş, boşanma sürecinde olduğu eşi tarafından 4 Ağustos 2025’te evinin önünde saldırıya uğradı. Vücuduna aldığı 40’tan fazla bıçak darbesi sonucu ağır yaralanan Akkaş, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Bu trajedi, Meclis çalışanlarını ve kadın hakları savunucularını derinden sarsarken, Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve koruma mekanizmalarının yetersizliği konusundaki tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.