Hindistan’ın kuzeyindeki Udaipur kentinde, bir adamın 1 sene önce evlendiği eşini ten renginden dolayı diri diri yakması kan donduran bir cinayet olarak tarihe geçti. Lakshmi isimli kadın, eşi Kishandas’ın sürekli olarak onu esmer diye aşağıladığını ve vücuduyla alay ettiğini ifade etti. Bu acımasız saldırı sonucunda ağır yaralanan genç kadın, asit kokulu bir sıvı ile vücuduna zarar verilerek ve ardından ateşe verilerek öldürüldü.
Olayın detayları herkesi dehşete düşürdü. Kocanın, eşine “tenini açacak ilaç” olarak getirdiği plastik şişedeki sıvıyı kadının vücuduna sürdüğü ve daha sonra tütsü çubuğuyla onu ateşe verdiği ortaya çıktı. Bu vahşi cinayetin ardından koca yargılandı ve idam cezasına çarptırıldı. Savcı Dinesh Paliwal, bu kararın tarihe geçecek bir öneme sahip olduğunu belirterek, topluma ibret olması gerektiğini vurguladı. “O, birinin kızıydı, birinin kardeşiydi. Eğer kızlarımızı biz korumazsak, kim korur?” sözleriyle kadına yönelik şiddeti ve cinayeti kınadı.
Bu korkunç olay, Hindistan’da kadınların karşılaştığı cinsiyetçi ve şiddet içeren tutumların bir yansıması olarak değerlendirildi. Kadınların ten renkleri, kıyafetleri veya başka hiçbir sebep yüzünden şiddet görmemesi gerektiği vurgulandı. Toplumun kadınlara karşı daha duyarlı ve koruyucu olması gerektiği üzerinde duruldu.
Hindistan’da kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin artması, toplumda büyük bir infiale neden olmuş durumda. Kadınların yaşamlarını korumak ve onları şiddetten korumak için daha etkili yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği konusunda toplumsal bir mutabakat sağlanması gerektiği üzerinde duruldu. Kadın hakları savunucuları ve aktivistler, bu tür vahşi cinayetlerin önlenmesi için toplumun her kesiminin sorumluluk alması gerektiğini dile getirdiler.