İznik’te Tarihi Gezilecek Yerler İçin En Kapsamlı Rehber

İznik’te Tarihi Gezilecek Yerler İçin En Kapsamlı Rehber - Yazar Kadın

Bursa’nın huzurlu ilçelerinden biri olan İznik, tarih boyunca farklı uygarlıkların kalbi olmuş, kültürel mirasıyla Türkiye’nin en değerli açık hava müzelerinden biri haline gelmiştir. Antik çağlardan Osmanlı’ya uzanan zengin geçmişi, surlarla çevrili kent dokusu, eşsiz çinileri, camileri, kiliseleri ve gölüyle İznik; hem tarih hem doğa tutkunlarını kendine çeken benzersiz bir duraktır. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı izlerini aynı yerde görmek, bu küçük kasabayı adeta zamana karşı korunmuş bir hazineye dönüştürmüştür.

İşte İznik’te mutlaka görülmesi gereken, tarih kokan en önemli yapılar ve onların hikâyeleri…

1. İznik Surları ve Kapıları

İznik denildiğinde akla ilk gelen yapılardan biri hiç kuşkusuz şehrin etrafını çepeçevre saran İznik Surlarıdır. Yaklaşık 5 kilometrelik uzunluğa sahip bu surlar, Roma döneminde inşa edilmiş, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde ise onarılarak bugünkü görünümünü almıştır.

Surlar üzerinde yer alan dört ana kapı bulunur:

Göz Atın
  • İstanbul Kapı

  • Yenişehir Kapı

  • Göl Kapı

  • Lefke Kapı

Bu kapılardan en dikkat çekeni olan Lefke Kapı, anıtsal görünümü ve sağlamlığıyla adeta zamanın durduğunu hissettiren bir atmosfer sunar. Şehrin girişini süsleyen dev kemerler, uzun yıllar boyunca İznik’in askeri ve ticari hayatının en önemli geçiş noktası olmuştur.

2. Ayasofya (Orhan Camii)

İznik’in en değerli yapılarından biri olan Ayasofya Orhan Camii, Bizans döneminde kilise olarak inşa edilmiş ve tarihte iki büyük konsile ev sahipliği yapmıştır. 787 yılında gerçekleşen 7. Konsil burada toplanmış ve ikonaların kullanımıyla ilgili önemli kararlar alınmıştır.

Fetihten sonra Orhan Gazi tarafından camiye çevrilen yapı, mimar Sinan tarafından onarılmıştır. 2011’de yapılan restorasyonla yeniden ibadete açılan Ayasofya, hem mimari dokusuyla hem de tarihi geçmişiyle ziyaretçilerin mutlaka görmesi gereken bir eserdir. İznik’in merkezinde yer alması nedeniyle ulaşımı da oldukça kolaydır.

3. İznik Gölü ve Sahil Yürüyüş Yolu

Her ne kadar tarihi bir yapı olmasa da, İznik Gölü bu kadim şehrin tarihine tanıklık etmiş doğal bir güzelliktir. Türkiye’nin beşinci büyük gölü olma özelliğini taşıyan göl, özellikle gün batımında ortaya çıkan renkleriyle ziyaretçilerine unutulmaz bir manzara sunar.

Sahil boyunca yer alan yürüyüş yolları, tarih gezisinin ardından huzur dolu bir mola vermek için idealdir. İznik Gölü ayrıca su sporlarına elverişli yapısıyla son yıllarda farklı etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.

4. Nilüfer Hatun İmareti – İznik Müzesi (Restorasyonda olabilir)

Osmanlı’nın erken dönem mimarisinin en güzel örneklerinden biri sayılan Nilüfer Hatun İmareti, 14. yüzyılda Sultan I. Murad tarafından annesi Nilüfer Hatun adına yaptırılmıştır. Zaman içinde çeşitli amaçlarla kullanılmış ve sonrasında müzeye dönüştürülmüştür.

Yapının mimari özellikleri, Osmanlı’nın sosyal yardımlaşma kurumlarının nasıl işlediğini göstermesi bakımından oldukça değerlidir. Müze olarak kullanıldığı dönemde İznik çinilerinden arkeolojik buluntulara kadar pek çok önemli eser burada sergilenmiştir.

5. Yeşil Camii (İznik Yeşil Cami)

İznik’in sembollerinden biri olan Yeşil Camii, çinileriyle ünlü olan bu şehrin sanatsal zarafetini temsil eder. 14. yüzyılda Çandarlı Hayrettin Paşa’nın oğlu tarafından yaptırılan cami, tek kubbeli yapısıyla Osmanlı erken dönem mimarisinin klasik örneklerinden biridir.

Caminin minaresindeki turkuaz çiniler, ona “Yeşil Camii” adını kazandırmıştır. Mimarisindeki sade zarafet ve çini sanatının ince detayları, ziyaretçilere estetik açıdan büyük bir keyif verir.

6. İznik Çinileri ve Atölyeleri

İznik, 15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlı çiniciliğinin merkezi olmuş ve dünya tarihine adını bu sanatla yazdırmıştır. Bugün hâlâ şehirde birçok çini atölyesi bulunur. Geleneksel yöntemlerle yapılan el işçiliği çiniler, hem kültürel hem sanatsal açıdan büyük bir değere sahiptir.

Ziyaretçiler çini atölyelerini ziyaret ederek:

  • Çini yapım sürecini izleyebilir

  • El yapımı çiniler satın alabilir

  • Atölyelerde kısa eğitimlere katılabilir

Bu deneyim İznik gezisinin en özel bölümlerinden biri olur.

7. Süleyman Paşa Medresesi

1362 yılında Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa tarafından inşa ettirilen medrese, İznik’in eğitim geleneğini temsil eden önemli bir yapıdır. Osmanlı döneminde medrese kültürünün merkezi haline gelen İznik, birçok ünlü alimin yetiştiği bir kent olmuştu.

Süleyman Paşa Medresesi günümüzde restore edilmiş hâliyle çini atölyeleri, el sanatları tezgâhları ve kültürel etkinliklerle yaşayan bir mekân kimliği taşır.

8. Senatus Sarayı (Batık Bazilika)

İznik Gölü’nün altında bulunan ve “batık bazilika” olarak bilinen bu yapı, dünyada çok az örneği bulunan bir tarihi mirastır. 2014 yılında görüntüleme çalışmaları sırasında keşfedilen bazilika, M.S. 4. yüzyılda Aziz Neophytos adına inşa edilmiştir.

Su seviyesinin yükselmesiyle göl altında kalan bazilika, su altı arkeolojisi açısından büyük öneme sahiptir. Bugün hâlâ kazı çalışmaları devam eden bu yapı, İznik’e gelenlerin mutlaka görmek isteyeceği eşsiz bir manzaraya sahiptir.

9. Eşrefzade Rumi Camii ve Türbesi

  1. yüzyılda yaşamış tasavvuf ehli Eşrefzade Rumi, İznik’in manevi anlamda önemli isimlerinden biridir. Onun adına yapılan cami ve türbe, şehrin inanç turizmi açısından değer taşıyan yerlerindendir. Mimari olarak sade bir yapıya sahip olsa da içinde barındırdığı manevi atmosfer dikkat çekicidir.

10. Hypogeum (Yeraltı Mezar Odası)

İznik’te Roma döneminden kalma birçok mezar yapısı bulunmaktadır, bunlardan en ilgi çekici olanı Hypogeum’dur. Fresklerle süslü bu mezar odası, dönemin sanat anlayışı ve ölüm sonrası inançları hakkında önemli bilgiler verir.

Benzer Haberler

Bir Cevap Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Yazar Kadın ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!