Analitik kimyager Perdita Barran, İskoç bir kadının Parkinson hastalığını koklayabildiğini iddia etmesi hakkında “Tamamen saçmalık” dedi. Barran, kadının yaşlı insanların kokusunu alıp Parkinson belirtileriyle ilişkilendirdiğini düşündü. Bu kadın, emekli bir hemşire olan Joy Milne adında 74 yaşında biriydi ve eşi Les’in Parkinson hastalığı teşhisi konulduktan sonra miskimsi bir koku almaya başladığını fark etmişti.
Joy Milne’in bu olağanüstü yeteneği, Edinburgh Üniversitesi’nden meslektaşı sinir bilimci Tilo Kunath’ın bir konuşma yaptığı etkinlikte Barran’a anlatıldı. Milne, Parkinson hastalarının katıldığı bir toplantıda tüm hastaların aynı miskimsi kokuya sahip olduğunu fark etmişti. Bunun üzerine Barran, bu iddiayı test etmeye karar verdi.
Barran, Milne’e 12 tişört koklatarak deney yaptı. Tişörtlerin altısını Parkinson hastaları, diğer altısını ise sağlıklı bireyler giymişti. Milne, tüm Parkinson hastalarını doğru şekilde ayırt edebildi ve hatta daha sonra bir kişiyi Parkinson hastası olarak işaret etti ve bu kişiye bir yıl içinde gerçekten Parkinson teşhisi kondu.
Bu sonuçları “inanılmaz” olarak nitelendiren Barran, Joy Milne’in hastalığı kocasında olduğu gibi önceden teşhis ettiğini belirtti. Milne’in bu olağanüstü yeteneği dünya çapında manşetlere taşındı ve bilim insanlarının dikkatini çekti.
İnsan bedenlerinin çeşitli kokular yaydığı ve bu kokuların değişikliklerin belirtisi olabileceği bilinmektedir. Bu nedenle bilim insanları, kokuya dayalı biyo-göstergelerin birçok hastalığın tanısını hızlandırabileceği konusunda araştırmalar yapmaktadır. Parkinson hastalığından kansere kadar geniş bir yelpazede hastalıkların kokularını tespit etmeye çalışmaktadırlar.
Gerçek bir burun geliştiren RealNose.ai gibi şirketler, hastalıkları koklayarak teşhis edebilecek yapay burunlar üretmektedir. Bu teknoloji, hastalıkların erken evrelerindeki kimyasal kokuları tespit edebilecek kadar güçlü bir koku alma duyusuna sahip olmayan insanlar için oldukça faydalı olabilir.
Joy Milne gibi bazı insanlar, genetik olarak daha hassas bir koku alma duyusuna sahiptir. Bu kişiler, hastalıkların belirgin kokularını ayırt edebilir ve teşhis sürecine yardımcı olabilirler. Ancak çoğu insan bu kadar hassas değildir, bu yüzden yapay burunlar gibi teknolojik çözümlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Barran ve ekibi, Parkinson hastalarının derisinde üretilen sebumu analiz ederek hastalığın belirli moleküllerle ilişkilendirilebileceğini göstermektedir. Bu da Parkinson hastalığının erken teşhisini sağlayabilecek basit bir deri testi geliştirme potansiyeline sahiptir.
Vücut kokusundaki değişikliklerin hastalıkların belirtilerini taşıdığı bilinmektedir. Uçucu organik bileşikler adı verilen moleküller, vücuttaki metabolik değişiklikleri yansıtabilir ve bu da hastalıkların kokularını oluşturabilir. Bu nedenle, kokuya dayalı teşhis yöntemleri, gelecekte önemli bir rol oynayabilir ve hastalıkların erken teşhisine yardımcı olabilir. Bir teoriye göre, beyin kendini onarmaya çalışırken VOC’ler (Volatile Organic Compounds – Uçucu Organik Bileşikler) adı verilen yan ürünleri ortaya çıkarıyor. Araştırmacı Kimball’a göre, keton sınıfı olarak adlandırılan bu bileşikler, beynin daha fazla enerji sağlamaya çalıştığını ve hasarı telafi etmeye ya da iyileşmeyi desteklemeye çalıştığını düşündürmektedir. Gerçekten de, yapılan araştırmalar ketonların beyin hasarından sonra alternatif enerji kaynağı sağlayabildiğini ve koruyucu özelliklere sahip olabileceğini göstermektedir.
Vücut kokusu, bazı hastalıkların teşhisinde önemli bir rol oynayabilir. 2018 yılında yapılan bir araştırmada, sıtma taşıyan çocukların ciltlerinden farklı bir koku yayıldığı keşfedilmiştir. Bu koku, çocukları sivrisineklere karşı çekici hale getiriyordu ve “meyvemsi ve çimenimsi” olarak tanımlanmıştı. Araştırmacılar, bu kokunun kaynağının aldehitler olduğunu belirlemişlerdir: Heptanal, oktanal ve nonanal. Bu bulgu, yeni bir sıtma testinin geliştirilmesine olanak sağlayabilir ve şu anda bilim insanları, bu kokuyu kopyalayarak sivrisinek tuzaklarında yem olarak kullanma konusunda çalışmalar yürütmektedir.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) çalışan ve şimdi RealNose.ai adlı bir şirkette görev alan Mershin, prostat kanserini tespit edebilecek bir koku cajanszı geliştirmeyi hedeflemektedir. Mershin, her 44 erkekten birinin prostat kanserinden öleceğini belirtmekte ve şirketin, MIT’te yaptığı 19 yıllık araştırmanın ardından kurulduğunu ifade etmektedir. RealNose.ai tarafından geliştirilen cajansz, laboratuvarda kök hücrelerden üretilen insan koku reseptörlerini içermektedir. Bu reseptörler, prostat kanserine bağlı molekülleri ayırt edebilecek şekilde tasarlanmıştır ve yapay zekâ, bu reseptörlerin tepkilerindeki desenleri analiz etmektedir.