Oyuncu Şahnaz Çakıralp, sosyal medya hesabından yaptığı samimi paylaşımla, çocukluk ve gençlik yıllarına dair bilinmeyen anılarını takipçileriyle paylaştı. Başarılı sanatçı, eğitim hayatının farklı ülkelerde nasıl şekillendiğini anlatırken, özellikle Viyana’da geçirdiği yatılı okul yıllarına dair duygusal satırlara yer verdi.
Çocukluk Yılları: Sahne Sanatlarına İlk Adım
Avukat bir baba ve iş insanı bir annenin kızı olarak dünyaya gelen Çakıralp, ailesinin işi nedeniyle çocukluk yıllarında dünyanın çeşitli yerlerinde bulundu. Tiyatroya olan ilgisi, küçük yaşlarda izlediği “Yarasa Opereti” ile başladı. Eğitimine Türkiye’de devam eden sanatçı, Alman Lisesi’ni bitirdikten sonra, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü‘nden mezun oldu.
“13 Yaşımda Viyana’da Manastır Okulunda Yatılı Okudum”
Ortaokul döneminde ailesiyle birlikte yurt dışında yaşayan Çakıralp, bu süreçte birçok okul değiştirdiğini belirtti. Bu okullardan biri de Viyana’da yalnızca kız öğrencilerin eğitim aldığı ve rahibeler tarafından yönetilen Gymnasium Maria Regina idi.
“Hafta içi kız yurdunda kalıyordum. 13 yaşındaydım ve her şey bana yabancıydı. Ama çok şey öğrendim o yıllarda,” diyen Çakıralp, manastır okulundaki anılarını da duygusal bir dille anlattı.
“Rahibeler Artık Hayatta Değil, Ama Bazı Arkadaşlıklar Hâlâ Devam Ediyor”
Yıllar içinde rahibelerle bağını koparmayan oyuncu, bugün onlardan hiçbirinin hayatta olmadığını söylese de, o dönemde tanıştığı bazı arkadaşlarıyla hâlâ görüştüğünü söyledi. En çok özlem duyduğu isimlerden biri ise matematik öğretmeni Ilse Renner.
“Viyana’ya ne zaman gitsem, Renner ile mutlaka bir kahve içerim. Hâlâ benimle iletişimini sürdürüyor. Beni aradığı zaman, yıllar öncesine gitmiş gibi oluyorum,” diyen Çakıralp, geçmişin izlerini hâlâ yüreğinde taşıdığını belirtti.
“Gerçek Bağlar Ne Zaman Tanır Ne de Mesafe”
Kısa süre önce Renner ile yaptığı telefon görüşmesini anlatan Çakıralp, bir öğretmenin hafızasında bu kadar net kalmanın ne kadar özel olduğunu şöyle dile getirdi:
“Bana masa tenisinde herkesi yendiğimi hatırlattı. Gülümsedim ve artık raket tutmadığımı söyledim. O an, unuttuğumu sandığım birçok anı gözümde canlandı. Koridorlar, arkadaşlarımın pazar akşamı ‘bize ne getirdin?’ diye sorması… Gerçekten çok güzeldi.”
Paylaşımını ise şu anlamlı cümleyle bitirdi:
“Bazen bir ses, yılların aramıza koyduğu tüm mesafeyi silebiliyor. Çünkü gerçek bağlar zaman tanımaz, mesafe tanımaz…”